ÇAĞIN FATİHİ VE ÜSTÜN SİLAH TEKNOLOJİSİ 27 Mayıs 2006`da İstanbul Ali Sami Yen Stadı’nda
muhteşem bir katılım ve coşkuyla kutlanan İstanbul`un Fetih Yıldönümü
Şöleni’nden bir gün sonra: Grand Cevahir Kongre Sarayında ESAM tarafından
düzenlenen ve İslam dünyasından yüzlerce devlet adamı ve ilim erbabının
katılımıyla gerçekleşen "Müslüman Toplulukları ve sorumlulukları"
konulu ilmi konferansta, çağımızın Fatihi: · İslam dünyasının ve insanlığın
temel problemlerini ve sebeplerini · Kurtuluş çarelerini ve çözüm
projelerini · Bunlarla ilgili yeni fikir
önerilerini, fiili tatbikat örneklerini ve başarılı pratiklerini, çok akıcı bir
dille ve çarpıcı misallerle anlattı. &1576;&1616;&1587;&1618;&1605;&1616;
&1575;&1604;&1604;&1617;&1614;&1607;&1616;
&1575;&1604;&1585;&1617;&1614;&1581;&1618;&1605;&1614;&1606;&1616;
&1575;&1604;&1585;&1617;&1614;&1581;&1616;&1610;&1605; Bu tarihi toplantımızın bütün İslam ve insanlık
alemine hayırlı olmasını diliyorum. Çok önemli ve talihli bir adımı atmak üzere
burada toplandığımızı özellikle belirtmek istiyorum. İstanbul`un fethini, Nijerya’dan Endonezya`ya
bütün dünyanın 500 yıl barış ve bereket, huzur ve hürriyet içinde yaşayacakları
bir medeniyetin hâkimiyet başlangıcı saymaktayız. Bu konuşmamızda: 1. Dünya
olaylarının doğru tespiti ve teşhisi 2. Bunların
etkin tedavisi ve çözüm reçetesi 3. Bu
projelerin bizzat uygulamaya geçirilmesi üzerinde duracağız. Doğru bir tespit için "Hak" nedir,
"Batıl" nedir? Bunların anlamını bilmemiz gerekir. Hak: Aklıselimin, tarihi tecrübelerin, ilmi
gerçeklerin ve vicdani kanaatlerin ve dinin hayırlı ve yararlı dediği
doğrulardır. Batıl ise "Küfür tek Millettir"
hakikatince tek ve aynı merkezden yönetilmektedir. Irkçı ve işgalci
emperyalizm, yani siyonizm, batılın temsilcisi konumundadır. Kabala: Firavunlar döneminde hazırlanmış sihirler
ve sırlı şeytani öğretiler kitabıdır. Siyonist liderler; Kabalaya dayanan 3 temel
aşamaya şartlanmıştır: 1- Dünyaya
dağılmış bütün Yahudileri İsrail’e toplamak, 2- Fas’tan
Endonezya’ya, 28 ülkeyi kontrolüne alıp kurulması amaçlanan Büyük İsrail’in
güvenliğini sağlamak. 3- “Bizim
Mesihimiz (Hz. İsa değil) yeryüzüne gelip, Mescidi Aksa yerine kurduğumuz
Süleyman mabedini açacak” umuduyla siyonizmin dünya hakimiyetine zemin
hazırlamak. Bu sene 5765. sene-i devriyesini kutladılar. Bu
Kabala’nın yazılış tarihidir. Bu gayri insani hedefleri için: 1. Faizci
kapitalist sistemi kurup insanlığı sömürdüler. 2. Doların
üzerindeki Masonik Piramitte gösterilen 13 kademeli şeytan şebekesini kurup
yürüttüler. 3. Kendi
ırklarından olmayanları, kendi hizmetlerinde kullanmak üzere masonluğu
yaygınlaştırıp yerleştirdiler. Siyonist Briezinski`nin "Biz 5765 yıllık
tarihimizin en güçlü noktasındayız. Tek süper güç kalan ABD`yi emrimize
almışız. Ama bu yetmez. Çin, Rusya ve Japonya’nın, İslam dünyasına yanaşmasına
mutlaka engel olmalıyız" sözleri bu amaca yöneliktir. Rusya ve kominizm çöktükten sonra NATO`ya düşman
olarak İslamın seçilmesi bu sinsi ideolojinin bir gereğidir. Darwin`in
safsatasıyla, "maymunlar diğer canavarlarla nasıl savaşacağını düşünerek
daha zeki olmuştur" düşüncesini düstur edinmişlerdir. Yani savaşmayı ve saldırmayı, akıllı ve başarılı
olmanın kaçınılmaz şartı olarak görmüşlerdir. Siyonizm, zaten dejenere ettikleri Hıristiyanlığa
değil, kendi sömürme ve sindirme düzenlerine engel gördükleri ve insanlığa umut
ve ışık kaynağı olacağını bildikleri İslama düşmandır. Tarihi Haçlı seferleri "Hz. İsa`nın gelmesine
zemin hazırlamak Hıristiyanların kutsal amacıdır” diye Avrupayı kışkırtan ve
kullanan siyonistlerin bir planıdır. Her türlü köleliği ve kötülüğü reddeden İslamı
körletmek en önemli ve tehli uğraşlarıdır. Dünya siyonizmi: 1990`da siyonizm tüm dünya
hâkimiyetini gerçekleştirmek amacıyla, İslamı yok etme ve güdükleştirme
kararını almıştır. Makovski yahudisinin "bizler artık tamam
özlenen dünya hâkimiyetini kuracağız derken, arabamızın tekerine bir takoz
çıktı: Refah Partisi... Bu nedenle 28 Şubat sürecine ihtiyacımız vardı"
sözleri, Milli Görüş’ün önemini ve mahiyetini ortaya koymaktadır. Artık
konuşmamın en önemli kısmına geliyorum. Şimdi onlar İslamı yok etme kararı alırken, peki
biz İslam alemi ne yaptık? Hangi tarihi ve talihli adımları attık? Hangi etkili
kararları aldık? Böyle toplanıp, tartışıp bildiri yayınlayıp
dağılmakla ve zalimleri kınamakla bir yere varılmaz. İşte şimdi biz de buradan bir karar alıyoruz. Ve
artık Sultan Fatih gibi harekete geçiyoruz: Hayır, yeryüzü bu zulüm ve zilletten mutlaka
kurtulacak Adil Bir Düzen ve Yeni Bir Dünya kurulacak.. diye ilan ediyoruz…
Büyük olayların, küçük atılımlarla başladığını, görkemli ağaçların, küçücük
tohumlardan doğacağını biliyoruz… Evet, ama biz, hiç kimseye hakaret yapmayı ve
temel insan haklarından mahrum bırakmayı düşünmüyoruz. Beni İsrail`e de
haklarını vermeye geliyoruz. Çünkü biz bütün alemlere rahmet olan Hz.
Peygamberi takip ediyoruz. Elbette bütün bu temenni ve tespitlere katılıyor
ve inşallah gerçekleşir diye içinizden geçiriyorsunuz... Ancak... Bu o kadar
kolay değil, oyun oynamıyoruz... İnsanın yüz derisini soyarsanız adale, sinir ve
kemikler sırıtıyor... Yani insan vücudunun bir anatomisi vardır. Bir dünya haritasındaki boyalı görüntüleri de
sıyırıp arkasına bakarsanız, her ülkeye ve kurumlarına siyonistlerin hakim
olduğu anlaşılacaktır. Faizi yasaklamış Müslüman memleketler dahil hangi
ülkede ve her ne almaya kalkarsanız, mutlaka siyonist sermayeye rüşvet ve haraç
ödemek zorundayız. Kendi elimizle Filistinlilerin, Iraklı mazlum müminlerin
katledilmesi için silah ve mermi parası ödediğimizin farkında mıyız? Unutmayın; siyonist ve kapitalist yahudilerden ve
kabalist kâhinlerden oluşan dünyayı 300`ler Meclisi’nin yönettiğini bilmeden
hiçbir yere varamayız.. Bunların başkanının Rockefeller, İngiltere temsilcisi
nin Rotchildiler olduğunu hatırlayınız Her ülkede demokrasi demagojisiyle kendi
uşaklarını iktidara getirip bize siz seçtiniz diye yutturuyorlar. Bütün dünya bir Yahudi hapishanesidir... Biz bu
zindandan nasıl kurtulacağız? Düşmanı ve siyonist şeytanın saltanatını
tanımadan ondan kurtuluş için yapılan bütün gayretler, onlara hizmetten başka
sonuç vermiyor. II. Dünya Harbi, kendi canavarları olan Hitler’den
kurtulmak için çıkarıldı. Irak harbi yine kendi adamları olan Saddam’ı devre
dışı bırakmak için yapıldı. Zaten
şeytanın başlıca tuzakları ve metotları şunlardır: 1. Terör,
savaş, silah taktikleri 2. Fikir
kirlenmesi (çağdaşlık, küresellik), hoş görmeklik, boş vermeklik felsefesi 3. İfsat
müesseseleri: BM, NATO, IMF, Dünya Bankası gibi barış ve kalkınma kılıflı
kurumları, şerli maksatlar için suiistimal edilmesi 4. İşbirlikçi
hainleri: (Kiralık iktidarları) Marazlı medyalar ve Karunlaşmış iş adamları
eliyle sömürü ve zulüm düzenlerini yürütmesi İşte: Irak`ı işgal ve her tarafı ifsat eden
Amerikan askerlerinin başarısı ve sağ salim amaçlarına ulaşması için dua eden
şaşkın başbakanlar İşte: "İnsanlık gemisinin kaptanlığına
Amerika layık ve müstahaktır, açıklaması yapacak derecede şuursuzlaşan ve
Hakt’an uzaklaşan Hocalar. İşte: "Benim şahsi servetim artsın, isterse
Türkiye batsın" diyecek kadar vicdansızlaşan ve içinde bulunduğumuz gemi
batarsa, kendilerinin de boğulacağını unutan iş adamları.. Peki, bunlara karşı tedbirlerimiz ne olmalıdır? 1. Siyasi
irade birliği ve milli iktidarların işbaşına getirilmesi. (D-8`ler dinamik ve
enerjik çalışma için bir çekirdektir.) 2. Bütün
ezilen ülkelerin ve milletlerin (Rusya, Çin, Brezilya, Hindistan)
kenetlenmesi.. Adil Bir Düzen’e geçilmesi ve tüm mazlumların sahiplenmesi...
(Sonra, insanlara İslamın tebliğ edilmesi. Doğru inancın ve güzel ahlakın
öğretilmesi gelir.) İkinci Yalta Konferansı’nı yapacağız.
Siyonistlerin bu günkü haksız ve ahlaksız dünya düzenini ortadan kaldıracağız.
Ancak, bunun gerçekleşmesi için müeyyideniz olması lazım. Çünkü batı laftan
anlamaz. Sadece güçten anlar.. G8’lerle
D-8’ler ve Rusya, Çin, Japonya, Güney Amerika bir masanın etrafında toplanıp
yeniden konuşup kararlaştıracağız ki: · Savaş değil, Barış · Çatışma değil, Diyalog · Çifte standart değil, Adalet · Üstünlük değil, Eşitlik · Sömürü değil, İşbirliği · Baskı ve tahakküm değil, insan
hakları, hürriyet ve demokrasi İyi de, peki bunlar hangi müeyyide ile
yapılacak?.. Hiç arzu etmeyiz ama maalesef ilk kıvılcım İran’dan çıkacak… Ve bu
siyonist saldırı, şeytanın saltanatının yıkılmasıyla sonuçlanacak. Ardından biz
kendi ülkelerimizdeki önemli ve hayati kurumları asli amacına göre
düzenleyeceğiz... İşte bizde MGK var. Devlete yön vermesi gereken yüksek bir
kurum. Ama başörtüsü gibi suni gündemlerle uğraşıyor. Önce “Yüksek Bağımsızlık Kurulu” oluşturacağız.
Bunun altındaki beş kurum kendi sahasında çalışacak. Milli Görüş beyin, Adil Düzen kalptir. Bu kavram
sadece bir ülkeye mahsus değildir. 1. Siyasi
bağımsızlık komisyonu 2. Ekonomik
bağımsızlık komisyonu (Paramızı hangi bankaya koyacağız. Hangi yatırım ve
üretimi nereye ve kiminle yapacağız) 3. Teknolojik
başarı ve bağımsızlık komisyonu (Müeyyide böyle sağlanır) Onların bütün silah
ve saldırı imkânlarını etkisiz bırakacağız 4. Kültürel
bağımsızlık komisyonu 5. Kadın
ve ailenin korunması komisyonu (Bütün ülkelerdeki bu komisyonlar iletişim ve
işbirliği içinde görevlerini yapacak) Batıdan vahşet çıkar, medeniyet çıkmaz. Medeniyet
ancak İslamdan doğar. Bir medeniyetin oluşması için: a- Allah
inancı (Batılın teslis (üçleme), bizimki Tevhid’dir) b- İnsana
bakışı (onlara göre insan günahkâr doğmuş, bizde eşrefi mahlûktur) c- Tabiata
yaklaşımı (Onlar biz dünyanın sahibiyiz diyor, tahrip ediyor, biz ise
emanetçisi olduğumuza inanıp doğayı koruyoruz). Firavunluk ve Nemrutluk, işte
bu sahiplik iddiasının sonuçlarıdır. Batılılar: · Allaha inanırken; aklınızı · İnsana bakarken; ahlakınızı · Tabiata yaklaşırken; vicdanınızı
bırakacaksınız diyorlar. Biz, 60 sene önce Almanya’daki profesörlere, bütün
bunları konuşup anlatıyorduk. Bir gün onlara: Biz Müslümanlar sizden, rakamlar,
eşari (onluk) sistemi ve ilmin temelleri için birer kuruş patent hakkı istesek,
siz fanilanızı verseniz, yine ödeyemezsiniz” demiştik. Evet, siyonizm laftan anlamaz müeyyide
uygulayacağız. · Ekonomik müeyyide (Boykot yapıp
mallarını almayacağız, onlara da stratejik ham maddelerimizi satmayacağız) · Teknolojik müeyyide: Bir ABD
uçak gemisinden atılan bir füze 4 bin km.den sadece 4 metre saparak
hedefini vuruyor… “E bizde bunlardan yapalım” derseniz onlar sizden 10 misli
daha fazlasını hazırlar? Bunun için “teknoloji Allahın biz Müslümanlara bir
lütfudur” onların füzelerini geri çevirip, kendi üzerlerine yönlendirecek
teknolojiler hazırlanıyor. Sürtünme ve özel etkilenme sonucu kendi enerjisini
üreten ve uzaktan kumanda ile yönlendirilen birkaç ince tel yumağını uçaklara
gönderip imha edecek sistemler geliştiriliyor. İşte İran, uranyum zenginleştirdim diyor, iyi
güzel, ama bu gelişme onlarınkine göre henüz hiç bir şey ifade etmiyor… “Biz de
uçak gemisi yapalım, biz de atom füzesi yapalım” derseniz, siz bunları
hazırlamaya uğraşırken, dış güçler on katını hazırlıyor… Öyle ise emperyalist
ve siyonist ülkelerin yıllardır üzerinde çalıştığı ve hazırladığı bütün silah
sistemlerini ve teknolojilerini etkisiz ve geçersiz kılacak, hem de çok daha
ucuza mal olacak yeni ve üstün teknolojiler gerekiyor.. Bu komisyonlar, öğleden sonra ve yarın, işte kendi
sahalarındaki sorunların nedenleri ve çareleriyle ilgili ciddi ve ilmi raporlar
hazırlayacak… Buraya Cuma sohbetleri konuşmaya gelmedik… İlgisiz şeyler
konuşmayacağız, inşaata taş koyacağız... Şimdiye kadar İslam ülkeleri ve hizmet hareketleri
kimisi kapı pencere, kimisi beton dökme, kimi bilmem ne hazırladı. Hepsi sözde
İslam sarayı için hazırlık yapıyor. Ama hiç birisinin emeği ve üretimi bu
yapının ihtiyacına cevap vermiyor. Çünkü ölçüleri ve standartları birbirini
tutmuyor. Önce bu yeni sarayın projesini hazırlayıp, o plana
uygun malzeme üreteceğiz. Pilotsuz uçaklar: Baykar Makine Sanayi Ve Teknoloji Araştırma
Şirketi’nin ürettiği pilotsuz uçaklar uzaktan kumanda ile uçurulmuş ve
istenilen hedefe ulaştırılmıştır. Simülatör sistemiyle, bu uçakların kendisine zarar
vermeden çok çeşitli denemeler rahatlıkla yapılmıştır. Bütün bunlarda seri imalat safhasına gelinmiş
durumdadır. Her türlü silah ve teknolojik araç ve gereçler
üretilip savunma ihtiyaçlarımız için hazırlanmıştır. Bütün bu özgün başarı ve birikimler, şanlı
Ordumuzun hizmetine sunulmuş bulunmaktadır. a- Pilotsuz
uçakların ve her türlü bilgisayarlı araç gereçlerin b- Duvardan,
kapıdan, mayınlı ortamdan, tel örgülü ve elektrikli mânialardan aşan ve
hedefine ulaşıp görevini yapan yürüyen teknolojik böceklerin c- Ulusal
ve uluslar arası her türlü stratejik konuşma ve yazışmaları dinleyecek ve
değerlendirecek, ama kendisi asla çözülmeyecek son sistem iletişim aletlerinin d- Bilgisayar
sistemlerini, teknolojik projeleri, hıyanet ve saldırı girişimlerini, çok özel
ve gizli casusluk şebekelerini takip ve tahrip edici, sentetik ilaç kapsülleri
benzeri, uzaktan kumandalı ve fark edilmesi imkânsız; bir nevi “suni cin”
modellerinin e- Tasarım
ve proje başlangıçlarını f- Model
ve deneme safhalarını g- Seri
üretim ve geliştirme aşamalarını Gerçek ve örnek video çekimleriyle gösteren
tanıtım filmi, hayret ve hayranlık uyandırmış ve: “Ahir zamanda ve Hz. Mehdi’nin Deccal’a karşı
kutlu savaşında ‘barut ateş almayacak, silahlar patlamayacak’ mealinde
müjdelenen haberlerin nasıl hakikat olacağı böylece ispatlanmıştır.
Batı sözden anlamıyor, onlara caydırıcı güç gerekiyor!
Haberi Oku*** Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın En Kapsamlı Video Arşivi ***
Haberi OkuERBAKAN HOCAMIZLA AHMET AKGÜL ÜSTADIMIZIN İLGİNÇ ANILARI
Haberi Oku